MacBook Pro M2 13” İle İkinci Günüm
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
İnsan bazen çok tuhaf bir kalp esintisi yaşıyor. Zaman zaman duyduğu en ufak bir tınıyla gözlerinin önüne geliveriyor o eski anılar. Anılar dediysek, kur kuruya hatırlamıyor insan. O kokuyu kokluyor, o yorgunluğu hissediyor tüm vücudu. Balkonda bir kulaklık bir battaniyeyle uyuduğu günler geliyor mesela aklına, üşüyor. Ne şarkılar var neleri hatırlatan. Şimdi dinlemeye korktuğumuz… Bazen de gecenin bir vakti dinleyip hüzünlendiğimiz.
En kötü anılar bile çok özlettirebiliyor bazen kendini çünkü; gitgide kötüleşiyor hayat. Mutlulukların büyüdüğü gibi, hayal kırıklıkları da artıyor gitgide. Sonra diyor ki insan, az mutlu, az mutsuz olmak; çok mutlu olup yıkılmaktan daha iyiydi. Zaten bütün yangın da buradan çıkıyor, gönüllerde. Peki ya bütün anıları bir hayalin peşinden gitmekten ibaret olan insanlar? Bir gün geliyor, en büyük hayali, bir daha hayal kurmamak oluyor ya.. Unutmak oluyor ya.. İşte, soluk soluğa çaresizliğin getirdiği çıkmazların en başındaki şeytan! Unutmak istiyor ya insan, unutamıyor ya..
En duygusal, şair ruhlu, sanatsız yapamayan insandan tut da; en uç, duygusuz, taş kalpli insana kadar bir düşün. Kim ” kalbinin hangi hızda atacağını şaşırdığı zamanlarda bir sokakta yürürken bir evin balkonundan gelen şarkı ” yı duyduğunda yıkılmıyor? -Bırak bu kadar karamsar olmayı! -Neden?
Bir gün geliyor, haftalarca uğraştığı iş eğitimi ödevini not verileceği gün evde unutmaktan daha üzücü bir şey yaşıyor insan. Gün geliyor, korkar oluyor “bir tanıdığın” görebileceği bir yoldan geçmekten. Gün geliyor, görmezden geliyor bütün umut fidanlarının büyüdüğü o sahipsiz ormanı ve, gün geliyor gözyaşıyla sulamıyor mu son kez?
Kimseye diyecek bir şey yokken, o kadar çok şeyi kendine bile söyleyemezken, nasıl oluyor da bir şarkı kimini şiire, kimini hızlı boşalan şişelere, kimini gitarına kimini yollara itiyor? Bir şarkı. Yetiyor bir şarkı bir gülümsemeye, ama o gülümseme ki ne acı.. Utanmasa aldığı nefesi bile almaktan korkacak insan ! Öyle anılar, öyle şarkılar, öyle tınılar, öyle umutlar…
Herneyse.
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Merhaba arkadaşlar. Uzun süredir bir şeyler yazmıyordum, zaten çok nadiren girip bir şeyler yazıp çıkıyorum an...
Öncelikle herkese merhaba! Çok uzun bir süredir bloğum aktif değildi ve artık bişeyler yazmak çizmek için tekra...
Bir süredir sık sık Macbook Air’i proje işlerinde ve sunumlarda kullanıyorum. Sizlere bu yazımda 2017 model ...
Merhabalar yeniden! Hemen her yazıya başlarken söylediğim gibi; epeydir bir şeyler yazamıyorum ama yeniden bir şe...
1994'ün Haziran'ında Beyşehir/Konya'da dünyaya gelmişim. O zamanlar, gerek tombikliğim gerek yeşil gözlülüğüm sebebiyle gören herkes tarafından el üzerinde ( hatta defalarca havaya atılıp tutulma gibi ) tutulmuşum.
Bebekliğim Konya'da bir köyde, çocukluğum İstanbul'da geçti. İstanbul'da başladığım iş hayatına doğduğum yer, Beyşehir'de devam ediyorum.
Uzun yıllar çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra 2017’den beri kendi yazılım ve reklam şirketimi kurdum. Geliştirmeye ve değiştirmeye devam ediyoruz.