Bloğumda toplam 12 kategoride yazılmış 316 yazı ve 269 yorum var.

Sanatçı Dediğimiz Tipler : Serdar’lı Türk Televizyonu Saçmalıkları

8 sene önce yazıldı, 322 kere okundu. 1

Arada sırada evdekiler izlerken denk gelip “memleket ne halde” sorusuna bazı yanıtlar bulduğum programla alakalı bu videoyu izledikten sonra ilginç ilginç küfürler etmeye başladım.

Biz de Serdar’ı yıllarını müziğe vermiş bir adam olarak göz önüne getiriyoruz. Diyoruz ki düşük seviye oynayıp iyi para kazanıyor ama bu kadarını da beklemiyorduk açıkcası. Bu kadar ucuz bi kafa olmamalı gerçekten. Olamaz yani. Babam bana “gitarı bırak bağlama çal” derdi çok eskiden, ama babam müzikle uğraşmıyordu. Bağlama sevdiği için söylüyordu. Şuan ülkede çok önemli sanatçılardan biri olarak anılan ( jüri yapmışlar amk baksanıza ) Serdar diye birinden bahsediyoruz. Distortion’ı sadece gitardan bilen, acayip ilginç bir egoya sahip, her pogramda ayrı ayrı saçmalayan bir adamdan evet. Ve bu adamın sıfatı sanatçı, müzikle ilgilenen, şarkıları falan olan, albümleri olan falan filan bir herif.

Neyse ki ülkemizde Rock müzik, Metal müzik para etmiyor. Neyse ki ülkemizde bu tarz müzikleri yapan adamları parayla satın alamıyoruz/almıyoruz. İyi ki Serdar gibi kafalar böyle konuşuyor da, bu konuşan man kafaları dikkate almayıp kendi müziğini, kendi duygusunu, kendi tarzını devam ettirecek bir camia olduğunu farkediyoruz ve her defasında daha fazla değer veriyoruz.
Umarım o kırmızılı yarışmacı elenir ve daha düzgün yerlerde müziğine devam eder. Türk medyasından, Türk televizyonlarından da daha kaliteli bir yarışma beklenemezdi zaten. Her zaman televizyon izlemediğim için kendimi şanslı hissederdim, haklıyım arkadaşlar kusura bakmayın.

Bir Başka Saçmalık

Programın başka bir bölümünde de daha farklı bir saçmalığa tanıklık etmiştim ondan da bahsedeyim biraz. Yarışmacılardan biri performanslar sergilendikten sonra ek olarak bi karadeniz havası okuyor, güzel de okuyor diyeyim. Sonra diğer yarışmacıya mikrofon veriliyor ve söylemek ister misin sen de bir şeyler diyor ve mesele başlıyor. Bu ağzına sağlık dediğim arkadaş “kendini performansı esnasında gösterdiğini, en iyi performansını o 30 saniyelik bölümünde zaten yaptığını, ek olarak şarkı söylemenin etik olmadığını, diğer arkadaşların kuliste beklediğini ve onların hakkına girmek istemediğini, ama ek şarkılar söyleyene de saygı duyup bir şey söylemediğini” söylüyor. Serdar yine saçmalıyor. “Niye ne güzel söyledi kız” falan diyor. Lan onu diyor işte bu adam da. Yarışma formatı belli, herkesin 30 saniyesi var, kendini orada gösterecek. Ee sonradan şarkı söyleyince sen o 30 saniyeyi baz alıp nasıl eleyeceksin adamları. Neyse, şimdi düşündüm de mal gibi mantık arıyorum olayda. Ama o yarışmacı arkadaşın alnından da öperim yani.

BENZER  Bütün Yıl Bu Şarkıyı Dinlerim

Son olarak, Another Brick in the Wall’un da ırzına geçmişsin be serdar. Buradan orjinalini bi dinlesene amk.

* Küfürsüz yazmaya çalıştım, küfürleri kendiniz eklersiniz. /M\

Konuyla alakalı bir şeyler yazabilirsin.

MacBook Pro M2 13” İle İkinci Günüm

Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...

1 sene önce. 65 0 Devam Et

Kahramanmaraş Depremi ve Düşüncelerim

Merhaba arkadaşlar. Uzun süredir bir şeyler yazmıyordum, zaten çok nadiren girip bir şeyler yazıp çıkıyorum an...

2 sene önce. 85 0 Devam Et

Asus ROG Strix G513IC 144Hz Dizüstü Bilgisayar ile Yaşadığım Problemler

Öncelikle herkese merhaba! Çok uzun bir süredir bloğum aktif değildi ve artık bişeyler yazmak çizmek için tekra...

2 sene önce. 109 0 Devam Et

Macbook Air 2017’yi Kimlere Tavsiye Edebilirim?

Bir süredir sık sık Macbook Air’i proje işlerinde ve sunumlarda kullanıyorum. Sizlere bu yazımda 2017 model ...

4 sene önce. 167 0 Devam Et

2021’e Girerken Hayata Dair Genel Bir Değerlendirme Yapalım

Merhabalar yeniden! Hemen her yazıya başlarken söylediğim gibi; epeydir bir şeyler yazamıyorum ama yeniden bir şe...

4 sene önce. 133 0 Devam Et

Hakkımda

1994'ün Haziran'ında Beyşehir/Konya'da dünyaya gelmişim. O zamanlar, gerek tombikliğim gerek yeşil gözlülüğüm sebebiyle gören herkes tarafından el üzerinde ( hatta defalarca havaya atılıp tutulma gibi ) tutulmuşum.

Bebekliğim Konya'da bir köyde, çocukluğum İstanbul'da geçti. İstanbul'da başladığım iş hayatına doğduğum yer, Beyşehir'de devam ediyorum.

Uzun yıllar çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra 2017’den beri kendi yazılım ve reklam şirketimi kurdum. Geliştirmeye ve değiştirmeye devam ediyoruz.