MacBook Pro M2 13” İle İkinci Günüm
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Minibüsler değil de minibüscüler bir acayip gerçekten. Her biri farklı bir dünya lan. Uzun zamandır düzenli olarak minibüse biniyorum, bir kere aynı adam denk geldi daha bana. Çoğu insan için can sıkıcı bir olay olan minibüs yolculuğu benim için aslında biraz da eğlenceli.
Durakta hep boş minibüsü beklerim ben. En öne şoförün yanına oturmak en güzeli çünkü. Ne birine yer verme derdi var, ne de ineceğin yeri kaçırma derdi var. Hem de acayip muhabbetlere tanık olabiliyorsunuz.
Size bir olaydan bahesdeyim. Çok gülmüştüm o gün çok eğlenmiştim. Şimdi ben düğün salonunda çalıştığım zamanlarda yine bi akşam minibüse binip düğün salonuna gidicem. Durağa kadar gitmiyim burdan geçiyo nasılsa dedim dolu falan idare edicez geç kaldım falan derken minibüs geldi. İçi tıklım tıklım. Minibüse bindiğimde para üstü olayı hep kafamı karıştırır benim. Adam bi yandan o kadar aktif yollarda, bi yandan ince hespa yapıyor kuruşuna kadar para üstü veriyor falan, zor iş bana göre. Herneyse, bindim işte minibüse. İki lira verdim, top sahası dedim sonra o tıklım tıklım minibüste en arkaya geçtim saklandım. Evet saklandım :D
Adam parayı aldı, hesapladı para üstünü eline aldı “iki lira üzeri” diye bağırmaya başladı. Sesimi çıkarmıyorum tabi ben de. Millet de kendi derdinde olduğundan ve çok sıkışık olduklarından umurlarında değil pek. Adam yol boyunca para üstünü vereceği kişiyi aradı, bağırdı çağırdı, dönmesi gerektiği yeri kaçırdı yol uzadı geri döndü tekrardan okmeydanına girdi falan filan, stres yaptı, kafayı yedi orda. Biraz boşalınca minibüs oturdum en arkaya gülmeye başladım ister istemez.. Düşün dedim kendi kendime, adam çok dürüstmüş, allah razı olsun dedim gidip istemedim para üstünü. Bu da böyle bi hikayeydi işte. Arada böyle saçmalıklar yapıyorum. Sebebi de moralimin bozuk olmasıydı muhtemelen. Canım sıkkınken bişeylerden bişey çıkarıp eğlenmeye çalışıyorum. Kusura bakmasın minibüscü amca da artık, özür de dileyelim.
Bu gün de işe gelirken acayip bir adama denk geldim. Gene geçtim en önde oturuyodum, bi baktım adam köprüden dönmedi okmeydanına, abi dedim nereye gidiyon, merak etme ded dörtyolda bırakıcam seni, trafik sıkışık öteki taraftan geçelim. Adam çağlayana bi girdi, dolandı durdu, tünelin ordan dolandı oraya girdi buraya girdi, ara sokaklardan birinde durdu. Nereye gidiyoruz lan biz dedi kendi kendine, kulaklığımı çıkarttım dinlemeye başladım herifi. Millet binmek istiyo, okmeydanı tarafından giden hat olduğunu bilmiyolar, bu el sallıyo yok yok demeye çalışıyo, adamlar el kol yapıyo bu stres yapıyo sigara yakıyo falan.. en fazla 30 dk sürecek olan yolu bir saatte anca geldim. Gerçi geldim hala açık değildi dükkan ama olsun. Sonuçta geç geldim.
En güzel anılarımdan birini daha anlatiym, kısa zaten. Bizim Alirızayla bi minibüse bindik. Taksime gidelim ama metroya binmeyelim dedik atladık minibüse. Minibüs sarı renk tonlarında bişey, görmüşsünüzdür illaki o minibüsleri. Ulan bindik en arkaya oturduk, minibüs kalktı az ilerledi, durdu müşteri alıcak. Sonra sarışın ve sarı giyinmiş kızlar bi binmeye başladı.. Ulan bakıyoruz birbirimize diyoruz ki ” oha lan cennete mi düştük amk “. Ben bir minibüse bu kadar güzel kız bindiğini, hepsinin sarışın olduğunu, sağlam fizikleri olduğunu ve sarı giyindiklerini görmedim daha önce arkadaş. O günden beri de hep sarı minibüslere binmeye çalışıyorum ama bir kerelikmiş o galiba.. Hayırlısı diyelim.
Geçen gün de minibüscünün biri bana dedi ki ” kaç yaşındasın? ” Adam bir başladı muhabbete, şu gezi parkı olayları yeni yeni başlıyordu o aralar zaten, siyaset yapıyor tayyip diyor öyle diyor böyle diyor, hem bilmediğim konular hem de pek sevmediğim için zar zor yanıt veriyoru he abi öyle abi hakkaten falan diyorum adam susmuyor. Adam sen 28 yaşında gösteriyosun demez mi amk. Allahtan ineceğim yere geldim de haklısın abi diyip indir şurda ( mınakoyim ) dedim.
Daha bir sürü bir sürü şey yaşamışımdır, yaşamaya da devam ediyorumdur da aklıma gelmiyor. Çok unutkanım. Mesela biriyle tartışıyorum, başka birine anlatamıyorum tam olarak. Kimse bi bok anlamıyo anlattığımdan. çok salağım lan .s.s.s.s.s.s nyse..
Görüşmek üzere günlükcüm. Kendine iyi bak.
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Merhaba arkadaşlar. Uzun süredir bir şeyler yazmıyordum, zaten çok nadiren girip bir şeyler yazıp çıkıyorum an...
Öncelikle herkese merhaba! Çok uzun bir süredir bloğum aktif değildi ve artık bişeyler yazmak çizmek için tekra...
Bir süredir sık sık Macbook Air’i proje işlerinde ve sunumlarda kullanıyorum. Sizlere bu yazımda 2017 model ...
Merhabalar yeniden! Hemen her yazıya başlarken söylediğim gibi; epeydir bir şeyler yazamıyorum ama yeniden bir şe...
1994'ün Haziran'ında Beyşehir/Konya'da dünyaya gelmişim. O zamanlar, gerek tombikliğim gerek yeşil gözlülüğüm sebebiyle gören herkes tarafından el üzerinde ( hatta defalarca havaya atılıp tutulma gibi ) tutulmuşum.
Bebekliğim Konya'da bir köyde, çocukluğum İstanbul'da geçti. İstanbul'da başladığım iş hayatına doğduğum yer, Beyşehir'de devam ediyorum.
Uzun yıllar çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra 2017’den beri kendi yazılım ve reklam şirketimi kurdum. Geliştirmeye ve değiştirmeye devam ediyoruz.