MacBook Pro M2 13” İle İkinci Günüm
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Merhabalar yeniden! Hemen her yazıya başlarken söylediğim gibi; epeydir bir şeyler yazamıyorum ama yeniden bir şeyler karalamak için geldim, az durup gideceğim dostlar. Uzun zamandır bir şeyler paylaşmak istiyorum aslında. Özellikle NodeJS, React, PHP ve Mysql teknolojileriyle alakalı son bir kaç yıldır farklı farklı bir çok proje üzerine yoğunlaştım, bildiklerimi biriktirdiklerimi paylaşmak çok istiyorum ancak profesyonel konular olduğu için yazılara biraz fazla vakit ayırmam gerekiyor. Haliyle bu vakit de şu sıralar olmadığı için, az daha bekleyelim diyorum bakalım.
Bir sigara daha yakıp, bu yıl ve gelecek yıl neler oldu olacak; herkes gibi canı sıkkın bir vatandaş olarak fikirlerimle süsleyip meze yapacağım. Ama öncelikle hayatımdaki çok önemli bir gelişmeden de bahsetmeden edemeyeceğim. Nişanlandım!
Çok değil, bir sene önce sorsanız evlenir misin diye; üzerine çok fazla düşüneceğim kesindi ancak ne diyeceğim belli değildi. Şöyle ki; ben 26 yıllık yaşamım boyunca aile ortamlarında çok fazla bulunmadım. Hep bi koşturmaca, hayat telaşı içinde ordan oraya sürüklendim. Çoğu zaman ofiste sabahladım, uyudum. Çoğu zaman şehirlerarası sürekli seyahat ettim, arkadaş ortamlarında bulundum. Aykırı şeyler yaptığım da oldu, içime kapanıp dört duvar arasında bilgisayar başında saç baş ağarttığım da. Yani demem o ki, ulan nerden gelsin aklıma evlilik?
Düşünsene, canı ne isterse onu yapan, para biriktirmekten ziyade o para en güzel nasıl harcanır onu düşünen, müzikle yatıp kalkan, bilgisayar ekranlarını evi bellemiş biri olarak nerden gelsin aklıma evlilik? İşte o iş öyle olmuyormuş. Karşınıza çıkan öyle bir insan var ki; sizi alıyor tüm değerlerinizi, fikirlerinizi, alışkanlıklarınızı resetliyor -iyi yönde tabi- ve öyle bir kıvama geliyorsunuz ki; gece uyuduğunuzda rüyanızda kucağınızda küçük kızınıza havuç yedirmeye çalışırken buluyorsunuz kendinizi.
Bir süre önce nişanlandım evet. Şuan için gayet mutluyum. Kendimi de çok fazla şanslı olarak görüyorum ki böyle bir eşe sahip olacağım Allah izin verirse Haziran’da. Böyle dediğim; aşık olduğum, sevdiğim, beni sevdiğine her hareketiyle beni inandıran, güvenebildiğim, her şeyimi bir kenara bırak, hayatımı emanet edebileceğim biriyle bir yuva kurma şansı yakaladım. Maşallah deyin, aman ha.
Covid-19 sağolsun, ekonomi göründüğünden de berbat durumda. Sohbetlerde, eşle dostla konuşuyoruz konuşmasına bunları ama 3-4 yıldır kendi şirketini idare etmeye çalışan biri olarak; kuruluş aşamasında o tutunma evresi var ya, işte o evrenin belki 20 kat daha zorlu bir versiyonu diyebilirim. Düşünün, bir de internet işi yapıyoruz!
İnternet demişken.. Tamam virüs, tamam ekonomi kötü falandır filandır herkes her yerde konuşuyor yazıyor çiziyor zaten ama ben başka bir şeyden bahsetmek istiyorum. Corona Virüs sebebiyle internetin ve internet teknolojilerinin nasıl bir ivmelenmeyle geliştiğini ve daha fazla kişiye nasıl dokunduğunu farkettiniz mi siz de?
Öyle bir hal aldı ki, eskiden hazırladığımız reklamlarda paylaşımlarda falan “internet herkesin cebinde, sizi de oraya taşıyalım” gibi sloganlar kullanırken artık bunu söylememize gerek bile kalmadı. Bir çok pazaryeri sitesinin istatistiklerine oranlarına falan bakabilirsiniz. Satışlar haddinden fazla artış gösterdi. İnternet üzerinden pazaryerine satış yapan esnafın işleri internete döndü, kargocular haddinden fazla yoğunlaştı, web sayfaları ve bilhassa sosyal medya hesapları birkaç kat birden artış gösterdi kısa bir süre içerisinde.
Eskiden “QR Kod ile menü yapalım” dediğimiz ama gerek duymadıklarını söyleyen kafe/restoran sahibi müşterilerimiz, şimdilerde bunun standarta dönüştüğünü, virüs mevzusu olmasa da ne kadar kullanışlı olduğunu gördüler. Bulut teknolojisi o kadar çok gelişti ki, bizim sektör ve zincirleme sektörleri olumlu yönde etkiledi aslında.
Giyimden tutun, gıdaya, YemekSepeti’nden tutun pazaryeri entegrasyonu sunan ön muhasebe yazılımlarına kadar hemen her türlü bulut bilişimin getirdiği nimetlere hem itibar arttı, hem ihtiyaç arttı. Çünkü insanlar zaten çok önceden internete taşınmış mağazaları gezmeye yeni yeni başladılar. Ben bir kaç yazı yazmıştım, işte internette kredi kartı kullanırken nelere dikkat edilir gibi konulardan bahsetmiştim. Şimdilerde herkes yaladı yuttu bu bilgileri. Herkes bilinçlendi, bilinçlenmek zorunda kaldı.
Global anlamda da çok fazla atılım oldu. Amazon’un Online Eczane hizmet gibi. Artısı eksisi tartışılır, ama olanlar bunlar. Dünya devleri bu durumlarda bizden daha çok bilgi birikim sahibiler, bizden daha çok farkındalar, bizden daha çok yatırım ve proje yapma gücüne sahipler. Gerçi severek kullandığım iPhone 11’im maskeyle yüzümü hala tanıyamıyor ama olsun..
2020 tam lanetlenmiş bir sene gibi görünse de, bize yani insanoğluna çok şey de anlattı aslında. İnsanlar ne kadar olgun hareket edebiliyorlar, ne kadar sağduyulu olabiliyorlar bunu gördük. Yöneticilerimiz, idarecilerimiz hangi bilgi birikime ya da özelliklere sahipler bunu gördük -yani ısrarla görmeyenleri tenzih ederim, onların gözüne soksan yine görmezler-. Komplo teorilerinden tutun da, panik anında yapılacak ya da yapılmayacaklardan, devletin olanaklarından ve bu olanaklardan ne kadar faydalanabildiğimizden, verdiğimiz vergileri sorgulamaya kadar hemen her konuda aslında herkes az da olsa bilinçlendi.
Sadece Covid-19 değil, depremler falanlar filanlar da bu 2020 denen yılda hayatımızdaydı. Ekşi’de hep muhabbetini döndürdük, daha ne gelebilir başımıza dedik, daha kötüsünü ya da en azından bir benzerini gördük sık sık bu yıl. Ama insanların birbirlerine ne kadar sahip çıktıklarına da şahit olduk. Aynı zamanda, fırsatçıları da gördük. İzmir’deki depremdeki yardımların nerelere gittiğini de gördük, bir maske fiyatının 20 ₺ olduğu günleri de gördük, maske dağıtıyoruz diyip aylarca kargo beklediğimiz günleri de..
Biz nişan/söz birlikte yapmak durumunda kaldık mesela. Öyle söz/nişan gibi de olmadı zaten. Çok az insan, aile arasında bir merasimle hallettik. Bazı heveslerimizden geri kalsak da, insanlık için, daha az ölüm için, daha az hastalık için bir yandan da görevimizi olması gerektiği gibi yaptığımızı bilmenin verdiği hazzı da yaşadık. Çünkü düşünün; bu dünyada bir iz bırakmaksa amaç, insanlığa bir faydanız olsun. Bir damla su vermek de fayda, ölümcül bir virüse aşı bulmak da. Aynı şey olmasalar da, aynı iyi niyetin, aynı güzelliğin ürünleri hep.
Vallahi benim çok bir beklentim yok. Covid denen zulümden kurtulmak umudu ile, aşı ilaç bişey bekliyorum. Güzel atılmış ya da atılacak adımlarla, maskesiz bir dünya, kısıtlamasız bir yaşam bekliyorum. Herkesin derdi kendine derler ya, öyle de değil ama; Haziran’da evleneceğim, o zamana kadar az da olsa şu durumlar çözülsün istiyorum. Hem sağlık, hem ekonomi, hem insanların psikoloji biraz da olsa düzelsin, düzene girsin istiyorum. Nereye yatırım yapacağını bilemeyen yatırımcılar gibi geziniyor sağda solda Ahmetler, Mehmetler, Handeler, Hanifeler. Bir yandan da dersimizi iyice aldığımızdan emin olmak istiyorum. Herkes herkese afedersiniz bok atmaktan başka bir şeyler de yapmış olsun. Kendini bi sorgulasın, ben nelere sebep oldum ya da neleri engelledim şu hayatta desin. Hangi yaraya merhem olduğunu düşünsün, kendini ne kadar geliştirdiğini düşünsün. Hükümete sallamak kolay, belki haklılar da, ama iş sende, bende, bizde bitiyor kardeşim. Çok klasik olacak ama, düşünsene bir; herkes kendi evinin önünü temizlese? Neresi pislik içinde kalır? Hiç bir yer!
Bu yazımızı da burada bitirelim. Gene geldik, yazdık çizdik gidiyoruz diyelim. Umarım yakın zamanlarda bir kaç paylaşım yapabilecek vakit ve psikolojik rahatlığa erişirim ve buralarda yine bir şeyler paylaşabilirim. Buraya kadar emek verip okuduysanız teşekkürlerimi iletiyorum.
En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere!
-2020’den selamlar!
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Merhaba arkadaşlar. Uzun süredir bir şeyler yazmıyordum, zaten çok nadiren girip bir şeyler yazıp çıkıyorum an...
Öncelikle herkese merhaba! Çok uzun bir süredir bloğum aktif değildi ve artık bişeyler yazmak çizmek için tekra...
Bir süredir sık sık Macbook Air’i proje işlerinde ve sunumlarda kullanıyorum. Sizlere bu yazımda 2017 model ...
Merhabalar yeniden! Hemen her yazıya başlarken söylediğim gibi; epeydir bir şeyler yazamıyorum ama yeniden bir şe...
1994'ün Haziran'ında Beyşehir/Konya'da dünyaya gelmişim. O zamanlar, gerek tombikliğim gerek yeşil gözlülüğüm sebebiyle gören herkes tarafından el üzerinde ( hatta defalarca havaya atılıp tutulma gibi ) tutulmuşum.
Bebekliğim Konya'da bir köyde, çocukluğum İstanbul'da geçti. İstanbul'da başladığım iş hayatına doğduğum yer, Beyşehir'de devam ediyorum.
Uzun yıllar çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra 2017’den beri kendi yazılım ve reklam şirketimi kurdum. Geliştirmeye ve değiştirmeye devam ediyoruz.