Minibüs Enerjimi Emiyor Bildiğin

Başta İstanbul’da ve diğer büyük şehirlerde olmak üzere bildiğimiz gibi minibüsler ulaşımın altını üstüne getiriyorlar. Neden mi? Yolda ordan burdan önüne çıkan ya taksicidir ya da minibüstür. ” Yoksa yürümez bu trafik ” diye de kandırırlar milleti. Felç edenler de onlar aslında. Taksi kullanır gibi minibüs mü kullanılır arkadaş? Bi sakin!

İş yerim evime yakın, tek vesayit, bir minibüs mesafesi.. Gelin de bana sorun. 7.30’da evden çıkıyorum, 8.30 mesai başlangıcım, en azından bi 15 dakika geç gidiyorum işe sırf bu minibüsler yüzünden. At mezarı gibiler mübarek. Tıkış tıkış gidiyoruz işe. Daha işe gitmeden yoruluyorum. Hani hacca gidersin, kalabalık seni alır götürür ya, işte o denli sıkışık bi yolculuk geçiriyorum. Üstüne bi de abuk subuk manevralar, müşteriyle gereksiz tartışmalar, paranın elden ele gitmesi, para üstünün geri aynı yere sağ salim ulaşması falan..

Daha bu sabah, trafik polisi durdurdu bindiğim minibüsü. Hah dedim işe geç kalıcam ama olsun, kessin cezayı da görsün üst üste yolcu bindirmeyi adam. Polis cezayı kesti, ilerledik çağlayan yokuşuna geldik, karşıdan gelen minibüs şoförünü uyarmaz mı bu sefer. Yolda çevirme var ordan gitme burdan git! Yani diyor ki, mantıksızlığımızı kabullendik, insanlara acımıyoruz, on kuruşun hesabını yapıyoruz yoksa iphone 5s alamayız, git takılma polise, böyle devam edelim. Var mı böyle bir şey? Şu altı aylık Konya zamanlarımda en sevdiğim şey trafikten uzak olmaktı. Geldim gene girdim içine. Yapacak bir şey yok..

Neyse, yine bir gün daha geçti diyelim. Minibüs enerjimi yedi bitirdi gene. İş yerinde bu kadar yorulmuyorum vallayi.. Kendinize iyi bakın.