MacBook Pro M2 13” İle İkinci Günüm
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Bugün normal konulardan bahsedeceğim biraz. Gerçi normal bir şey olsa gelipr burda anlatmam bunu da neyse.. Bugün babamla ufak bi münakaşaya girdik, ona laf anlatamadım buradan yazayım dedim. Belki girip okur belli mi olur.
Önce olaydan bahsedeyim, zaten sonra laf lafı açar. Biliyosunuz televizyonla aram yoktur hiç. Anca bilgisayarı bağlayıp 107 led ekranda Pes oynamaktır veya yine internetten dizi izlerken büyük ekrandan izlemektir televizyon ile bağlantım. Bugün de Beyaz Show varmış, denk geldim salonda otururken. Severim aslında, izleyeyim dedim. Hem de bizimkilerle vakit geçirmiş olurum falan..
İzliyorsanız bilirsiniz, Beyaz studyoya gelen seyircileri içeriye girerken kameraya alıyor, bişeyler söylüyolar sonra yayındayken izletiyor falan. Orda çıkan bir kaç öğrenciye demediğini koymadı babam. Tiplerine, konuşma şekillerine, eğlenme şekillerine falan baya bi laf etti. Duramadım ben de, dedim babacım, bu hayatta tek sen yaşamıyorsun, onlar da insan, her insanın kendi aklı var beyni var, kendine yakıştırıyorsa ne yaparsa yapar, rahatsız oluyorsan izlemezsin. Ama yok, ortam gerginleşti, memleket bunlara mı emanet muhabbetlerine girdi adam durduk yere. Çıkan çocukların da bir şey yaptıkları yok aslında. Bildiğiniz ( tabi babamın bilmediği ) internet ortamında veya normal ortamda olan muhabbetlerin dalgasını geçiyorlar kendilerince. Ve eğleniyorlar da. O insanların yaptıkları şeyler hoşumuza gider veya gitmez ayrı konu, istemiyosan izlemezsin ama, gidip onlara hakaret de edemezsin arkadaş.
Kendi öz babam olmasına rağmen bakın gelip burada yanlış bir hareketini anlatıyorum. Bu aslında onu küçümsemek gibi bir şey değil. Hani düz mantık bi kafa vardır, o senin baban, küçümseme, ne derse he de. Öyle bir şey yok arkadaşlar. Biz aile ortamımızda neler konuşuyoruz nelerle eğleniyoruz, elin fransızı bizi izlese ” al işte mallara bak neye gülüyolar nasıl eğleniyolar nasıl konuşuyorlar ” dese, bu hoşumuza gider mi? Doğru bir hareket mi bu?
Elin fransızından örnek verdim ama o kadar uç örneğe de gerek yok aslında. Mesela karadenizlilerle konyalılar bir mi? Ülkeler arası farklılıkları bırak, bizim aynı şehirde yaşayan ama ilçelerine göre bile farklılıklar içeren bir toplumumuz var. Aslına bakarsanız her ülkenin böyle bir toplumu var. Bunları da bir kenara bırakalım, her insan zaten farklı. Gerçekten bak.
Ne bir kimseyi kendi zevkine göre giydirebilirsin, ne kendi istediğin gibi konuşturabilirsin onu. Ne de kendi siyasi düşüncene sahip oldurabilirsin. Yapamazsın kardeşim. Senin nasıl aklın varsa, sen nasıl insansan, o da insan. Onun da hakları var, düşünce hakkı gibi. Özgürlük gibi. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır demeyi biliyosun ama? Eee?
Aslına bakarsanız bu eski zihin ( kibarca söylüyorum, siz anlayın ) insanları ile ilgili büyük bir sorunum oldu bir kaç gün önce. Hala da üzüntüsünü ve sıkıntısını çekmekteyim. İster gönül meselesi olsun mesele, ister müzik ister bilmem ne. Hiç bir konuda bir insanı “kendi”ne göre düzeltemezsin. Sen kendi hayatını istediğin gibi yaşa ama oğlun kızın bile olsa, onun hayatına bu kadar da fazla karışma. Bu yanlış. Tabi sana yanlış gelmiyordur. Çünkü senin zamanında sistem böyleydi. Yine Beyaz Show’da bugün Kibariye başta sıçtı ama sonra sıvamadı, bir şeyler söyledi, sonlarında tebrik ettim görüşünü. Dedi ki “iyiki de dövmüş babam beni, şimdi böyle ahlakımla oturamazdım burada “. Evet sıçtığı kısım burası. Ama sonra da dedi ki, ” ama tabi şimdiki zamanda böyle bir şeyi asla desteklemem, benim de kızım var, kendime yakıştırmam böyle bişeyi ” gibi bir şeyler söyledi. Tebrik ettim.
İşin özü ne biliyor musunuz? Bencillik. Bencillik de cehaletle beslenen bir şey bence. İnsan kendi görmediğini, yaşamadığını, bilmediğini “kötü” diye nitelendirir ve hayatını bunun üzerine şekillendirirse, kendine zarar vermeyi bırak, etrafındakileri mahfeder. Ne yazık ki benim hem müzik hem de internet gelişimimdeki yavaşlığın sebebi de üzülerek söylüyorum babamın, daha doğrusu ailemin bu tarzda olan yapısıdır. Aileler çocuklarına ” benim istediğim yönde ilerlersen destek veririm ” değil de, ” kendi yolunu çiz, arkandayız ” demeleri gerekir her zaman. Ha bu demek değildir ki ” ne halin varsa gör ” . İnsanlar pişmeli. İnsanlar olgunluk yaşlarına gelince olgunlarmış gibi hitap edilmemeli, kendileri olgunlaşmalı. Yaşamalı, görmeli, hissetmeli. Yanlış yapıyorsa da o yanlışı engellemek yerine o yanlıştan en güzel dersi almasını sağlamalı aileler. Aile böyle ise eğer ailedir. Yemek vermek, su vermek, ev vermek, karne hediyesi olarak bilgisayar almak, kendi istediği okula yollayıp ” biz seni okuttuk, bu günler için mi okuttuk, böyle ol diye mi okuttuk ” demek değildir anne baba, aile olmak. Bunu anlayana ne mutlu.
Lafı fazla uzatmayacağım arkadaşlar. Biraz sinirlerim bozuk, biraz üzgünüm.. İdare edin artık. Tekrar görüşmek üzere diyelim. Kendinize iyi bakın.
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Merhaba arkadaşlar. Uzun süredir bir şeyler yazmıyordum, zaten çok nadiren girip bir şeyler yazıp çıkıyorum an...
Öncelikle herkese merhaba! Çok uzun bir süredir bloğum aktif değildi ve artık bişeyler yazmak çizmek için tekra...
Bir süredir sık sık Macbook Air’i proje işlerinde ve sunumlarda kullanıyorum. Sizlere bu yazımda 2017 model ...
Merhabalar yeniden! Hemen her yazıya başlarken söylediğim gibi; epeydir bir şeyler yazamıyorum ama yeniden bir şe...
1994'ün Haziran'ında Beyşehir/Konya'da dünyaya gelmişim. O zamanlar, gerek tombikliğim gerek yeşil gözlülüğüm sebebiyle gören herkes tarafından el üzerinde ( hatta defalarca havaya atılıp tutulma gibi ) tutulmuşum.
Bebekliğim Konya'da bir köyde, çocukluğum İstanbul'da geçti. İstanbul'da başladığım iş hayatına doğduğum yer, Beyşehir'de devam ediyorum.
Uzun yıllar çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra 2017’den beri kendi yazılım ve reklam şirketimi kurdum. Geliştirmeye ve değiştirmeye devam ediyoruz.