MacBook Pro M2 13” İle İkinci Günüm
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Arkadaşlar merhaba. Covid-19 ile cebelleştiğimiz bu dönemlerde internet siteme biraz vakit ayırmak istedim. Bloğun arayüzünü güncelledim ve artık daha sık bir şeyler paylaşmaya çalışacağım. Bunlardan ilki de uzun yıllar önce kendi çabalarımla elimden geldiğince çözdüğüm ve uyguladığım evde kanal kayıt ile bestelerimizi ya da coverlarımızı nasıl kaydedeceğimizi tecrübelerim ve fikirlerimle aktarmaya çalışacağım.
Öncelikle; evde kanal kayıt yapmaktan kastımız nedir?
Benim gibi enstruman çalan, çaldıklarını kaydetmek isteyen arkadaşlar genellikle cep telefonları ya da kameralarla amatör kayıtlarını yapıp saklıyorlar ya da internette yayınlıyorlar. Eminim hepsinin de akıllarında yer etmiş bir hedef var: çok kaliteli bi kayıt yapsam, bunu kendim yapsam, istediğim zaman bestelerimi kaydedebilsem..?
Bunu yapmak o kadar da zor değil arkadaşlar. Ben bu kanal kayıt işleri ile lise dönemlerinin başlarında tanıştım. Sağolsun Emre hocam Cubase ile tanıştırdı ve bilgisayar ortamına ses aktarmanın ve bu sesleri düzenleyip ortaya bir kompozisyon çıkarmanın ne olduğunu öğrenmeye başladım. Elbette zaman, emek, enerji ve odaklanma gerektiren işlemler bunların hepsi. Ama ben diyorum ki; biz, müziği seven, müzikle yaşayan, ben de varım demek isteyen ve duygularını müzikle anlatabilen insanlar, zaten bu işi severek yaptığımız için bütün bu uğraşlar bize zahmet olmak yerine aslında bir “dinlenme, kafayı boşaltma, hedefe doğru giderken bir adım atma” anlamına geliyor, gelmeli.
Evde kayıt yapmak isteyen arkadaşların büyük çoğunluğu gitar çaldıkları için, genel olarak örneklerimi gitar ve vokal üzerine vereceğim ama yine de yorum kısmından kafanıza takılanları her zaman sorabilirsiniz. Bana sormasanız da, internette doğru bir şekilde arama yaparsanız zaten çok fazla kaynak olduğunu unutmayın.
Nelere İhtiyacımız var?
Genel olarak bir ihtiyaç listesi oluşturalım. Bu liste çok basit düzeyde genel geçer bir liste olacak. Daha sonra detaylandırabileceksiniz.
1- Enstruman : Kayıt yapacağınız enstrumana ihtiyacınız olacak tabiki ancak, hangi özellikleri taşımalı? Bilgisayar ortamına ses aktarmak için ya ortamdan ses alabilirsiniz -mikrofon ile- ya da enstrumanınızın bir jack girişi olmalı ki, gerekli bağlantıları sağlayıp sesi aktarabilelim.
2- Bilgisayar : İnternette bir çok videoda iPad’leri falan kullandıklarını görebilirsiniz ancak ben önermiyorum. Bu işin başında, daha en başında, bir bilgisayar ortamında yani bildiğiniz bir ortamda çalışmanız bence daha önemli ve gerçekçi olacaktır. Çünkü mobil uygulamalar -tabletlerdeki de mobil uygulama- genellikle hazır ayarlar ve yöntemler ile kanal kayıt yapmanızı sağlar. Elbette profesyonel uygulamalar vardır ancak, bununla uğraşmak yerine daha kolay bir şekilde işe girişmenizi öneririm.
Sahip olmanız gereken bilgisayar güncel bir bilgisayar olmalı. En az i7 falan demeyeceğim, ancak siz çalışırken donmayan, pencereler arası geçiş yaparken sizi üzmeyen, tercihen SSD diske sahip bir bilgisayar kullanmanızı öneririm. Diğer türlü de çalışabilirsiniz ancak sizi çoğu zaman üzecektir. Yetersiz ram yüzünden çalışmalarınız yarıda kalabilir, hatta kaybedebilirsiniz. Ya da yetersiz işlem gücü yüzünden kullanmanız gereken eklentileri kullanamayabilir, ya da bir eklenti açıkken diğerini kullanmakta zorluk çekebilirsiniz. Yazıyı okumaya devam ettikçe size nasıl bir bilgisayar gerektiğini zaten daha iyi anlayacaksınız.
3- Ses kartı : Ses kartı en önemli cihazımız. Öyle ki; bütün çevre birimlerinizi bu ses kartına, ses kartınızı da bilgisayarınıza bağlayacaksınız. Bu yüzden, kullandığınız ekipmanı taşıyabilecek bir ses kartına ihtiyacınız var. Peki nereden bileceksiniz taşıyabileceğiniz? Hemen biraz bahsedelim.
Örneğin aynı anda bir akustik gitar ve bir mikrofon ile hücum kayıt -anlık olarak kaydetmek- alacaksınız diyelim. Böyle bir durumda, 1 mikrofon ve 1 gitar bağlamanız gerekiyor ses kartına. Yani en azından 1 Line in ( gitar jack girişi ) ve bir de mikrofon girişi olması gerekiyor. Peki bir arkadaşınızla beraber 2 gitar ve 1 vokal yapacağınızda ne olacak? Ya gitarların birini sonradan kaydedeceksiniz, ya da en az 2 line in girişi olan ve bir mikrofon girişi olan ses kartınız olacak.
Bunun dışında, kullanacağınız ses kartında 48hz -phantom güç- olması, condencer mikrofon kullanmanıza olanak sağlar. Normal bir mikrofon bu kadar güç gerektirmezken, condencer mikrofonlar çalışma prensipleri gereği daha fazla güce ihtiyaç duyarlar ve bu gücü sağlamayan ses kartlarında çok kısık ve kullanışsız bir ses frekansı alırsınız. Bu sebeple, kullanacağınız mikrofona göre de ses kartınızı seçmeniz gerekiyor.
Giriş seviyesi ses kartları genellikle USB üzerinden bilgisayar ile bağlantı kurarlar. Ancak başka yollarla da bağlantı kurma imkanınız vardır. Ancak bu konu, bir başlangıç seviyesi konusu olmadığı için USB ses kartları üzerinden devam edeceğiz. ( Konuya meraknızın varsa Thunderbold, FireWire gibi bağlantı yollarını araştırabilirsiniz. Daha hızlı veri aktarımı sayesinde olabildiğince az gecikme sağlarlar ve genellikle profesyonel ses kartlarında bu bağlantı şekilleri kullanılır. )
4- Mikrofon : Eğer vokal kaydı yapacaksanız mikrofonunuzun olması gerekiyor tabiki. Ses kartından bahsederken bir kaç farklı mikrofon çeşidi olduğunu anlatmıştım. İnternet üzerinde mikrofon çeşitleri ile ilgili araştırma yapabilir, ihtiyacınıza yönelik mikrofonu alabilir ve kullanabilirsiniz. Benim önerim, başlangıç için bütçenize en uygun mikrofonu alarak başlamanız, tek kriterinizin bu olması. Şöyle ki, kullanacağınız kalitesiz ekipmanlar aslında sizlere bir yandan yol da gösteriyor olacaktır. Aldığınız kötü sesin sebebini deneyimleyerek öğreneceksiniz. Neye neyin sebep olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Ve günün sonunda, yavaş yavaş seviye atlayarak daha kaliteli ekipmanlar ile daha kaliteli kayıtlar alabileceksiniz.
Mikrofonla birlikte mikrofon standı, nota sehpası gibi bazı ihtiyaçlardan bahsetmeye gerek duymadım. Yine de bu tarz araçların size her zaman fayda sağlayacağını söyleyeyim.
5- Kablolar : Mikrofon ve gitarınızı ses kartına bağlamanız için kablolara ihtiyacınız olacak. Mikrofon aldığınızda zaten içerisinde gelecek olan kabloyu kullanabilirsiniz. Gitarınız için de internetten herhangi bir gitar jack kablosunu sipariş verebilirsiniz. ( Gitar jack kablolarının kafalarında genellikle orta ve uzun vadede problemler yaşanır çünkü sürekli takıp çıkarılan, esneyen bir araçtır. Bu yüzden, en ucuzuna kaçmak yerine eğer bütçeniz uygunsa kaliteli kablo almak her zaman mantıklıdır. Aynı zamanda uzun bir kablo tercih etmeniz, kayıt esnasındaki hareketlerinizi de kısıtlamaması açısından kolaylık sağlayacaktır. )
6- Kayıt Yazılımı : Ben bu yazımda Cubase üzerinden gideceğim. Elbette Logic Pro, GarageBand gibi bir çok yazılım mevcut. Ancak ne yazıkki ben ufak tefek kurcalamalar haricinde Cubase dışında bir yazılım ile ciddi bir kayıt almadım. Bu sebeple, diğer yazılımlar hakkında pek bir bilgi sahibi olmamakla birlikte, Cubase ile de başlangıç yapabileceğinize gönülden inanıyorum.
“Cubase’e nereden ulaşabiliriz” sorusunun yanıtı, “legal mi illegal mi?” olacaktır. Elbette orjinal yazılım kullanmak her zaman akıl karı bir iştir. Bu yüzden eğer bütçeniz yetiyorsa Cubase’i kendi sitesinden satın almanızı öneriyorum. Ancak, burada söz konusu bir başlangıç, bir nevi bir “deneme” olacağı için; internetten “Cubase 5 Portable” sürümünü indirip hızlıca başlayabilirsiniz.
Cubase sürümleri elbette önemli ancak benim de başlangıç sürümüm olan Cubase 5 ile, sizi kısıtlayan bir şey olmadan kayıt almaya başlayabilirsiniz. Ben bir ses düzenleme mix ihtiyacım olduğunda, önüme gelen bir bilgisayara Cubase 5’in portatif -portable- sürümünü hemen indirip işimi halledebiliyorum hala.
7- Efekt Aleti / Processor ( Sadece başlangıç için ) : Efekt aletleri, daha yaygın kullanılan ismiyle pedallar; bildiğiniz üzere gitara efekt vermek için kullanılır. Elektro gitar ile kayıt yaparken henüz başlangıç seviyesinde olduğun için -kayıt teknolojileri anlamında- bir efekt aleti senin motivasyonunu iyi yönde etkileyebilir. Elbette şart değildir. Örneğin ben BOSS ME-25 ile kayıt almaktan keyif alıyordum oldukça.
Peki efekt aletleri olmazsa istediğimiz sesi nasıl elde edeceğiz? Genel geçer bir kural niteliğinde olan bir düşünce vardır: “Bilgisayara ham ses al, bilgisayarda işle.” Ancak bu söz hangi tarzlar için geçerli, ya da sizin istediğiniz sounda ne kadar uygun tabiki tartışılır. Gelin o zaman gitar sesini bilgisayara aktarma yollarından biraz bahsedelim;
Gitarı genel olarak 3 farklı yöntemle kaydedebiliriz. Bunlardan birincisi ortamdan, yani mikrofon ile. Bunu yaparken, gitarımızı ister amfimize direk bağlarız, ister bir pedaldan geçirip efekt veririz, istersek de -klasik gitar olduğunu varsayalım- direk çalarız ve mikrofon ile kaydederiz. Ancak kanal kayıt yaparken bu yöntemin kullanılması, hele ki bu işe yeni başlayan birinin bu yöntemle kayıt almaya çalışması hiç bir zaman önerilmez. Çünkü ortamdaki sesleri de alacaktır ya da gitarınızı hareket ettirdiğinizde mikrofonunuza olan uzaklığı ve açısı değişeceğinden stabil bir frekans aralığı olmama ihtimali çok yüksektir. Yani biraz amatör kalacaktır. ( Tabii ki ortam kaydını bilerek ve isteyerek almak sizin bileceğiniz iştir. Öyle ki, Youtube’da bir çok şarkı var ortamdan kaydedilip binler hatta milyonlar tarafından izlenen. )
İkinci yöntem ise, gitarınızın sesini ham bir şekilde -bir amfiden ya da pedaldan geçirmeden, direk ses kartına bağlayarak- bilgisayar ortamına aktarmak. Bu yöntem kullanıldığında, istediğiniz sese ulaşmak için yazılım kullanmanız gerekecektir. Örneğin elektro gitar kaydediyorsunuz, drive efektini yazılım ile vermeniz gerekecektir. Bu yöntem, ses kartınızdaki gecikmeye bağlı olarak aslında temiz bir yöntemdir. Çünkü ses tamamen dijital ortamda hükmedebilirsiniz. Potanslarla ya da pahalı pedallarla uğraşmadan, bilgisayar ekranındaki yazılımlar üzerinden istediğiniz sesi elde edebileceksinizdir. Ancak bu yazılımları kullanmayı biliyor olmanız, işin teknik taraflarına hakim olmanız ve ses kartınızın gecikmesiz bir şekilde sesi siz çalarken size geri verebiliyor olması gerekiyor. Çünkü amfiniz artık bilgisayarınız oluyor ve amfiden nasıl ses alıyorsanız bilgisayardan da o şekilde ses almanız gerekiyor ki; çalmaya devam edebilin.
Üçüncü yöntem ise amfi ya da pedalınızdan geçip, ses kartına giriş yapmanızdır. Bunu yaparken de dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bit değeri yüksek ekipman kullanmaktır. Şöyle ki, pedalınız ne kadar kaliteli olursa olsun; günün sonunda sesi ses kartınız alıp işleyip bilgisayara aktaracaktır. Ya da kalitesiz bir dijital processor kullanıyorsanız ses kartınızın çok iyi bir kart olması size pek bir fayda sağlamayacaktır. Yine de benim en çok kullandığım yöntem üçüncü yöntemdir. BOSS ME-25 ile bütün tonlarımı güzelce ayarladığım için -sahnede de kullandığımdan dolayı- bana büyük kolaylık sağlamıştı. Sadece ses kartına girip, pedaldan tonumu açıp çalmam gerekiyordu kaydetmem için.
Siz de üçüncü yöntemi deneyerek bir başlangıç yapabilirsiniz. Konuyu ilerlettikçe, istediğiniz zaman ikinci yöntemi de deneyebilirsiniz. GuitarRig gibi yazılımlar ile de güzel sesler yakalayıp kayıtlarınızda kullanabilirsiniz.
8- Hoparlörler ve Kulaklık : Kayıt yaparken yaptığınız kaydı dinlemeniz gerekiyor ancak sesin size en doğru şekilde iletilmesi çok önemli. Şöyle ki, ilk zamanlarda yaptığım kayıtların sadece bana güzel geldiğini, başka hoparlörlerden ya da kulaklıktan dinlediğimde çok saçma yerlere gittiğini farkettiğimde, bu tecrübeyi edinmiş oldum. Yüksek volume de bozmayan, tüm frekans aralıklarını düzgün veren bir hoparlör sahibi olmalısınız.
En çok yapılan hatalardan birisi normal bilgisayar hoparlörlerini kullanarak kayıt yapmaya çalışmaktır. Çünkü bilgisayarınızda kullandığınız ses sistemleri de bir ses işleyicisine sahiptir ve her ses sistemi kaydınızı farklı yorumlayabilir hatta kendi yorumunu katabilir. Bu sebeple, kayıt ekipmanlarınızın arasında olmazsa olmaz olarak “Referans Hoparlörler” i bulundurun. Biraz pahalı bir ekipman olabilir ancak, hem motivasyonunuzu iyi tutacak hem de yaptığınız işi daha iyi yapmanızı sağlayacak bir ekipmandır.
Aynı şekilde, kaliteli bir kulaklık kullanmanız çok sesli/renkli kayıtlarınızda mix ve master yapmanızı kolaylaştıracaktır. Aynı zamanda, referans hoparlörlerinizden dinlediğiniz kaydın kulaklıkta nasıl çaldığını da duyabileceksiniz. Özetle, hoparlörünüz var diye kulaklık almamazlık etmemelisiniz. Hoparlörden duyduğunuz ses aslında hoparlör + ortam sesi olacaktır. Ortam sesinde yankı olabilir, normalde kayıtta olmayan reverb duyabilirsiniz, bunları kulaklık ile tekrar tekrar dinleyerek farkedip gerekli işlemleri sağlamanızda yardımcı olacaktır kulaklık. Tabi bir de, mix ya da master yaparken ev ortamında sürekli aynı şeyleri evdeki diğer kişilerin çok fazla tekrar tekrar duyup rahatsız olmalarını da engeller diyelim.
Başlangıç için çok iyi bir referans hoparlöre ve çok kaliteli bir kulaklığa ihtiyacınız yok. Bütçenizin yettiğini alabilirsiniz. Hatta, ilk başta kaliteli bir kulaklık alıp referans hoparlörü almak için çok az bekleme süresi tanıyabilirsiniz kendinize.
Gerekli akipmanlarımızdan ve Cubase’den biraz bahsetmiş olduk. İlerleyen zamanlarda bu yazıya devam niteliğinde yeni makaleler de hazırlayacağım. Umarım faydalı bir içerik olmuştur diyerek şimdilik burada yazıya son veriyorum.
Merak ettiklerinizi yorum kısmından sormayı unutmayın. Sık sık kontrol edip elimden geldiğince hızlı bir şekilde yanıt vermeye çalışacağımdan emin olabilirsiniz. Tekrar görüşmek üzere!
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Merhaba arkadaşlar. Uzun süredir bir şeyler yazmıyordum, zaten çok nadiren girip bir şeyler yazıp çıkıyorum an...
Öncelikle herkese merhaba! Çok uzun bir süredir bloğum aktif değildi ve artık bişeyler yazmak çizmek için tekra...
Bir süredir sık sık Macbook Air’i proje işlerinde ve sunumlarda kullanıyorum. Sizlere bu yazımda 2017 model ...
Merhabalar yeniden! Hemen her yazıya başlarken söylediğim gibi; epeydir bir şeyler yazamıyorum ama yeniden bir şe...
1994'ün Haziran'ında Beyşehir/Konya'da dünyaya gelmişim. O zamanlar, gerek tombikliğim gerek yeşil gözlülüğüm sebebiyle gören herkes tarafından el üzerinde ( hatta defalarca havaya atılıp tutulma gibi ) tutulmuşum.
Bebekliğim Konya'da bir köyde, çocukluğum İstanbul'da geçti. İstanbul'da başladığım iş hayatına doğduğum yer, Beyşehir'de devam ediyorum.
Uzun yıllar çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra 2017’den beri kendi yazılım ve reklam şirketimi kurdum. Geliştirmeye ve değiştirmeye devam ediyoruz.