MacBook Pro M2 13” İle İkinci Günüm
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Bugün neler oldu neler 1 Mayısla ilgili birşey anlatmıyacağım. Bugün benim ölümden dönüşümü anlatacağım. Abartıyorsam elimi arı soksun şişsin inmesin o derece…
Pazartesi günü yengemler ve kuzenlerim “pikniğe gidelim siz ve biz” dediler. Bende tabi çocuklugumun en inanılmaz eğlencesi olan “yakar top, voleybol, mendil kapmaca vs. vs.” olan oyunları oynayacağım için bizimkilere hemen baskı uygulamaya başladım “Gideceğiz tamammı gideceğiz!!!! ” dedim. Böyle astıgım astık kestigim kestik degildim ama bunun gibi birşeydi. Neyse babam tamam dedi annemde tamam dedi. Oldumu Çarşamba (yani bugün)….
Yatağımdan kalktım saat 8 gibi birşey, babam uyanmış yayına gitmiş. 12de yayını bittiği için dedim o zaman 12’ye kadar yatayım bari arkadaş. Annem ben yatarken babamla konuşmuş, meşgulmuş bizimkisi. Bende aradım gel bizi al ve o pikniğe götür akşamda döner alırsın dedim. Tamam dedi aradan 1 saat geçti ve yola koyulduk. Eşofmanlarımı giydim herzamanki gibi 2 ayakkabı aldım yanıma vardıkmı Kemerburgaza hemen oturduk kahvaltı yaptık. Geçtik voleybol felan oynadık birçok şey yaptıktan sonra, “hadi amcaoğlu biraz şu piknik yerinden uzaklaşalım” dedim. Yürümeye başladık biz kafadan bi 3,4 km yürüdük yolları işaretledik. Arkamızdada bazı kişiler vardı. Ben biraz tırsmalar yaşadım doğrusu, biraz hızlandıktan sonra hadi dönelim dedik. Dönerkende bari odun alalım etleri misgibi kızartır bu ateşle patlıcan bile közleriz dedim. Aldık elimize odunları yürümeye başladık. Baya bir yürüdükten sonra arkamıza baktık hiç tanıdık gelmiyor sağa sola baktık yok arkadaş burası bizim geldiğimiz yer değildi. Anlayacağınız “KAYBOLMUŞTUK” ama ben her piknikte kayboldugum için bunuda dalgaya alıyordum 10,15 dkya yolu buluruz dedim. Anayol arıyorduk, oyüzden ben biraz uzaklaştım amcaoğlumda biraz yorulmaya başladı biz baya bir yürüdük. Issız ıssız yerlerden geçiyoruz arkadaş çalıların altından hayvanlar geçerken hışırtılar beni biraz ürkütüyor. Amcaoğlumda ürküyor e hayliyle, ben biraz önden gidiyordum. Hiç yorulmamıştım, 10 kmden fazla yol yaptık 1 saati aşkın yollardaydık. Yürüyoruz yürüyoruz yürüyoruz, yolu bulamıyoruz aradan geçti 2 saat allahım ben kafayı yicem ne yol vaar ne başka birşey bildigin heryer ağaç heryer yeşil. Sonra amcaoğluma “kardeşim sen biraz dinlen ben şu tepeye çıkayım belki birşey görürüm” dedim. Yavaş yavaş çıkmaya başladım çıkarken aklımda herhangi birşey yoktu. Aslında sadece korkuyordum, güneş inmek üzere.
O tepeyi çıkarken bir anda bi ses duydum hoooor diye. Bir adım daha attım, yemin ederim çalıların arasından iki ayağını çıkardı (şuan onun heyacanını yaşıyorum yazarken halada korkuyorum hatta arkamdamı diye düşünüyorum) Allahım hayatımda gördüğüm en büyük şey…. Tamamiylen çalıların arasından çıktı ve o vücudundan büyük burnunu gördüm sola baktı düz döndükten hemen sonra o çirkin sesini çıkardı. Yaban Domuzu lan bu diye bağırdım. Bir koştu sola dogru bir koşuşu var, varya allahım saatte 100 km hız!! Çok belgesel izlediğimden hep görmek istediğim bir hayvanı gördüğümede sevinmedim değil. Azı dişini bir tazının karın hizasından sokup başını sallayarak o köpeği ortadan ikiye bölebilecek bir hayvanı gördüm sonuçta .Aramızda da tam 10 metre felan var “beni görüyormu görmüyormu bilmiyorum aman allahım bir kaçışım var varya olimpiyatlarda madalya almassam ben adam değilim. Amcaoğluma bağırıyorum “Kaç ulan kaaaç” diye. Allahım bir koşuyoruz Usain bolt yanımızda bezine sıçmış. O derece yani allahım allahım tekbir veriyorum o tekbir diye bağırıyor. Lan sesimizi duyanda yok. Okadar korkuyorumki peşimizden gelicek gebertecek diye hemen kendime ağaç bakınmaya başladım bi 10 dk oldugumuz yerde bekledik saate bir baktık aradan 3 saat geçmiş. Güneşte yavaaaş yavaş iniyor. Ben bağırmaya başladım “kimse yokmuuuuuuu” diye. Öyle bir bağırıyorumki götüm titriyor ya götüm bildiğin titriyor arkadaş. Sonra birazdaha ilerledikten sonra Motorsikletli adamları gördüm. Yolu tarif ettiler, allahım bir koşuyorum dalağım bir baskı yapıyor. Elimi karnımdan sokup dalagımı çıkarıp atasım geldi. Anayola çıktık otostop çekmeye başladım. Lan kimse almıyor, yaban domuzuna ettigim tüm küfürleri bu sanki bizi arabalarına aldıklarında bir kaç miligram benzin gidecegini sanan andaval piçlere küfrettim. anlayacağınız şuan yaşıyorum arkadaşlar. “YAŞIYORUM ULAN YAŞIYOR”
Kubilay Altunbaş
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Merhaba arkadaşlar. Uzun süredir bir şeyler yazmıyordum, zaten çok nadiren girip bir şeyler yazıp çıkıyorum an...
Öncelikle herkese merhaba! Çok uzun bir süredir bloğum aktif değildi ve artık bişeyler yazmak çizmek için tekra...
Bir süredir sık sık Macbook Air’i proje işlerinde ve sunumlarda kullanıyorum. Sizlere bu yazımda 2017 model ...
Merhabalar yeniden! Hemen her yazıya başlarken söylediğim gibi; epeydir bir şeyler yazamıyorum ama yeniden bir şe...
1994'ün Haziran'ında Beyşehir/Konya'da dünyaya gelmişim. O zamanlar, gerek tombikliğim gerek yeşil gözlülüğüm sebebiyle gören herkes tarafından el üzerinde ( hatta defalarca havaya atılıp tutulma gibi ) tutulmuşum.
Bebekliğim Konya'da bir köyde, çocukluğum İstanbul'da geçti. İstanbul'da başladığım iş hayatına doğduğum yer, Beyşehir'de devam ediyorum.
Uzun yıllar çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra 2017’den beri kendi yazılım ve reklam şirketimi kurdum. Geliştirmeye ve değiştirmeye devam ediyoruz.