MacBook Pro M2 13” İle İkinci Günüm
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Merrrhabalar arkadaşlar. Gece gece uyandım uyku tutmadı, geleyim bişeyler yazayım dedim. Yaklaşık bir hafta önce de LG G2’mi garantiye göndericem diye gittim tarifeye ek T50 aldım. Garantiden telefonum gelince nakite dönüştürürüm veya veririm birine kullanır dedim. Bi süredir kullanıyorum telefonu, iyi yönleri de var kötü yönleri de. Şimdi elimden geldiğince izlenimlerimi yazacağım. Ama ondan önce, tavsiye eder misin? sorusuna bir yanıt vereyim.
Tarifenize ek olarak, normal kullanımlarınız için alabileceğiniz bir telefon. Nakit almayın. Veya alıcam diye uğraşmayın. Hayal bir telefon değil, çok bir espirisi de yok.
Neyini beğendim?
Telefonun ekranı gayet güzel. Çerçevesi biraz kalın da olsa, güzel bir ekrana sahip. Gayet parlak. Onun dışında, bildirim led’i var ve düzgün çalışıyor. Dokunmatiği sıkıntı olacak derecede kötü değil ama G2’ye bakarak tabi biraz eksik.. Ama iyidir. Performansı iyi bir telefon. Real Racing 2 falan yüklemişler, akıcı oynatıyormuş ama ben denemedim. Uygulama açısından sıkıntısını görmedim ama. Baya hafif bir telefon. Tüy gibi. Çok ince diyemem ama, bana portatif geldi. Kamerası bu fiyata alınan telefonlara göre ideal. Fazla bişey beklemeyin gene de.İnternet hızı gayet iyi. Wireless alıcısı güçlü diyebilirim. G2’de zar zor çeken bir wireless ağı var burada, T50 ile 3 diş ile bağlanabiliyorum aynı ağa. Zaten 4G desteği de var telefonun. Her ne kadar Türkiye’de 4G olmasa da, desteği var. ( Kıbrısta testlerini yapmış ShiftDelete ekibi, youtube’da izleyebilirsiniz. ) Bunların dışında telefonun arkasını çok beğendim. Çok şık gözüküyor. Ama ön tarafında alt taraftaki boşluk berbat gözüküyor. Ayrıca, dolby ses çıkışı da var, pek farkını göremedim ama, var.
Neyini beğenmedim?
Telefonu kapattıysanız yandınız. Açtığınızda baya bir bekletiyor kendine gelmesi için. Widget’lar bir türlü oturmuyor.. Bildirim paneli berbat. Navigasyon tuşları berbat boyutlarda ve hiç bir ayarlama seçeneği yok. Sırf bu sebepler yüzünden Root attım telefona ve xposed forever! Şuanki haliyle bana göre kullanılabilir hale geldi. G2 den gelen alışkanlıklarıma bir türlü cevap veremiyor çünkü çok fazla ayrıntı yok telefonda. Hala bildirim seslerinin nereden değiştiğini çözebilmiş değilim telefonda. Her uygulamanın kendi içinden ayar yapıyorum, standart sesi değiştiremedim bir türlü.. İllaki vardır böyle bir ayar ancak, burda bahsetmek istediğim şey şu; uzun zamandır android akıllı telefon kullanıyorum ve böyle basit ayarların ne kadar zorlaştırıldığını ilk defa bu telefonda gördüm. Demin de bahsettiiğim gibi, telefonun ön tarafında alt kısımdaki boşluk can sıkıcı. Kötü gözüküyor. Halbuki şarj girişini de telefonun tepesine koymuşlar. Sadece kulaklık girişi var alt tarafta. Keşke biraz daha güzel gözükebilseydi. Ek olarak, kutudan çıkan kulaklıktan da nefret ettim. İnsan kulakiçi bir kulaklık koyar kutuya. Ne kulakta duruyor, ne de kaliteli bir ses veriyor..
Benim kısa süre içinde edindiğim tecrübe bunlar arkadaşlar. Ha, bu paraya bu telefon alınır mı derseniz, alınır tabiki. Çoğu daha pahalı telefondan daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Standart bir kullanıcı iseniz, alo diyeyim, sosyal medyaya takılayım, vatsaba gireyim, arada selfie çekeyim, müzik dinleyeyim falan diyorsanız, rahat rahat idare eder sizi. Ama bana yeterli gelmedi. Haydi hep birlikte dua edelim de G2 servisten erken dönsün :)
Görüşmek üzere !
Merhabalar! Instagram kullanıcı adımı değiştirdikten sonra artık şu blog işine bi el atayım istedim ve yeniden...
Merhaba arkadaşlar. Uzun süredir bir şeyler yazmıyordum, zaten çok nadiren girip bir şeyler yazıp çıkıyorum an...
Öncelikle herkese merhaba! Çok uzun bir süredir bloğum aktif değildi ve artık bişeyler yazmak çizmek için tekra...
Bir süredir sık sık Macbook Air’i proje işlerinde ve sunumlarda kullanıyorum. Sizlere bu yazımda 2017 model ...
Merhabalar yeniden! Hemen her yazıya başlarken söylediğim gibi; epeydir bir şeyler yazamıyorum ama yeniden bir şe...
1994'ün Haziran'ında Beyşehir/Konya'da dünyaya gelmişim. O zamanlar, gerek tombikliğim gerek yeşil gözlülüğüm sebebiyle gören herkes tarafından el üzerinde ( hatta defalarca havaya atılıp tutulma gibi ) tutulmuşum.
Bebekliğim Konya'da bir köyde, çocukluğum İstanbul'da geçti. İstanbul'da başladığım iş hayatına doğduğum yer, Beyşehir'de devam ediyorum.
Uzun yıllar çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra 2017’den beri kendi yazılım ve reklam şirketimi kurdum. Geliştirmeye ve değiştirmeye devam ediyoruz.